Evinizde sukulent yetiştiriyor musunuz? Sukulent bitkileri son yıllarda bütün dünyada epey popüler oldu. Yüzlerce türü olduğu bilinen bu bitki türlerinin kimisi başka bir evrenden gelmiş gibi duran gerçek üstü görünüme sahip. Şimdi bu ilginç sukulent çeşitleri ve isimleri listemize yakından bakalım.
En bilinen sukulent çeşitleri ve isimleri
- Aeonium
- Adromischus
- Agave
- Aloe
- Cotyledon
- Crassula
- Echeveria
- Gasteria
- Haworthia
- Pachyphytum
- Sedeveria
- Sedum
- Sempervivum
- Senecio
- Semponium
- Ve diğerleri
Sukulentlere hem doğada, hem iç mekanlarda rastlayabiliyoruz. Sukulent çeşitleri fazla bakım gerektirmediği için iç mekanda kullanım alanı gerçekten çok genişlemiş durumda. Eğer yaşadığınız veya çalıştığınız ortamda bitki olmasını istiyor ancak bakamayacağınızdan endişe ediyorsanız bu güzellikler tam size göre!
İlginizi çekecek sukulent çeşitleri ve isimleri
ADROMISCHUS
Güney Afrika kökenli, büyütmesi çok kolay, çok keyifli bir sukulent. Adromischus kıvırcık yapraklılarından, çillilere, yazın beyaz çiçek açanlarına kadar birçok alt türe sahip. İç mekanda bol ışıkta yetişebiliyor.
GÜL SUKULENT
TAVŞAN SUKULENT
CANLI TAŞ BİTKİSİ (LITHOPS)
ALBUCA
CONOPHYTUM BILOBUM
STAPELIA
AZTEKIUM
DENİZKIZI KUYRUĞU (Mermaid Tail Succulent)
CRASSULA UMBELLA
SEDUM MORGANIUM (Eşek kuyruğu)
HAWORTHIA CUSPIDATA VARIEGATA
ECHEVERIA GIBBIFLORA ‘Barbillion’
FAUCARIA FELINA
Romalı filozof ve devlet adamı Cicero demiş ki, “Bir bahçe ve bir kütüphaneniz varsa ihtiyacınız olan her şeye sahipsiniz demektir.”
Evde sukulentlerden bir köşe hazırlamak, doğayı içeri taşıyarak ruhu beslemenin pratik bir yolu. Su ve besin maddelerini bünyesinde depolayarak size fazla iş bırakmayan sukulentlerin birçok yararı var.
Sukulent özellikleri
1-Suyu depoluyor:
Sukulent, Latince “Sucus” kelimesinden geliyor. Anlamı, özsu demek. Bu bitkiler diğer bitkilerden farklı olarak suyu gövdelerinde biriktiriyor ve gerektiğinde depodan kullanıyor. Bu nedenle sukulentler ortalama su isteyen diğer bitkilere göre susuzluğa daha dayanıklı bir bitki. Sukulent bakımı ve püf noktaları konusunda belki de en çok dikkat edilmesi gereken nokta, parmağınızı saksı toprağına 3 cm kadar batırarak nemini kontrol etmek ve toprağı kurumuş ise su vermek.
Sukulent toprağı nasıl olmalı:
Bir Tohumla Başlar Hayat tasarımlarında altı delik olmayan saksılarda yetiştireceğimiz sukulentler için iyi drene edilmiş besleyici toprak karışımı kullanıyoruz. Bunun için en alta hidrokültür (Bitkinin besin ve suya rahatça erişmesi için gerekli), üzerine objenin içine uygun ölçüde kestiğimiz elyaf, ardından aktif karbon (Zararlı bakteri oluşumunu önlemesi için), en üste de besleyici toprak karışımını koyuyoruz. Bu toprak karışımı, nem dengesini düzenleyen torf, bol mineral içeren perlit, vermikülit ve bitkiyi güçlendirecek cocopeat malzemelerinden oluşuyor. Bitkimizi ekip üzerine biraz toprak ilavesi ve son olarak can suyunu koyuyoruz. Bu malzemelerin tümünü internette bulabilirsiniz.
Sukulent bakımı ve püf noktaları
2- Farklı türlerde görülüyor:
Sukulent bitkileri Internette birçok kaynağa göre 60’tan fazla bitki ailesini kapsıyor. Tür olarak ise binlerce olduğu biliniyor. Bunların arasında nadir türler olduğu gibi kaktüs, aloe vera gibi yaygın türler de bulunuyor.
3-Sukulent çoğaltma kolayca yapabileceğiniz bir iş:
Bir çok sukulent türü yapraklarından kolayca çoğaltılıyor. Biraz su ve ışık yavruların büyümesi için yeterli oluyor. Yaprakları dik olarak toprağa ekmek zorunda değilsiniz, yatay olarak da toprağa koyulabilir, altından toprağa köklenmeye başlayacaktır. Çok da eğlenceli 🙂
4-Sukulent bakımı zahmetsiz ve kolay:
Sukulent çeşitleri, su ve ışık ihtiyacını karşıladıktan sonra gerisini kendisi hallediyor. Birçok sukulent türü zararlı böcek sorunu yaşamıyor. Bu da sukulent sevenler için büyük bir avantaj. Toprağı kuruyunca su vermek gerekiyor. Birçok tür yapraklarına su gelmesinden hoşlanmadığı için ince uçlu sulama aparatı kullanmakta fayda var. Yalnız dikkat etmekte fayda var; suyun fazlası bitkiyi çürütebilir.
5-Çok şık duruyor:
Her dekorasyona, her tasarıma çok yakışıyor. Üstelik takılarda bile kullanılıyor, haftalarca dayanıyor.
6-Sıcağa dayanıklı:
Birçok sukulent çeşidi Güney Afrika ve Güney Amerika gibi sıcak bölgelerden geldiği için kuru ve sıcak ortamlarda yetişebiliyor. Buna ek olarak gerektiğinde depoladığı su ve besini kullanıyor ve hayatına devam ediyor.
7-Soğuğa dayanıklı:
Sukulentlerin birçoğu sıcak iklim bitkisi olmasına rağmen hepsi bu kategoriye ait değil. Sukulentleri Antarktika dışında dünyanın her yerinde görebiliyoruz. Karla kaplı dağlarda, deniz kıyılarında veya tropik yağmur ormanlarında yaşayan sukulent çeşitleri var.
8-Sukulentler kendini güneşten koruyor:
Bitkilerin yapraklarının üzerinde bulunan bir madde onu aşırı güneş ışığından korumakla görevli. Dolayısıyla sukulentler güneş yanığı olmuyor! Bu madde aynı zamanda zararlıları ve onlardan kaynaklanacak hastalıkları da uzak tutuyor. Birçok sukulent türü, pigmentleri sayesinde sıcaklığa ve aldığı güneş ışığı miktarına göre renk değiştirme özelliğine sahip harika canlılar.
9- Kaktüs ve sukulent aynı şey değil:
Bazen bu ikisi birbirine karıştırılıyor. İşin doğrusu, kaktüs içinde su tutabildiği için bir tür sukulenttir. Kaktüsün diğer türlerden farklı olarak genellikle yaprakları yoktur. Kaktüslerin üzeri diken ve çentiklerle kaplıdır. Yani her kaktüs bir sukulenttir ama her sukulent kaktüs değildir.
10-Farklı renklere sahip:
Sukulentler sadece yeşil ve tonları değil, kırmızıdan mora, gökkuşağının bütün renklerini sergileyen güzellikteler.
11-Depoladığı suyu havaya salarak ortamı nemlendiriyor:
Sukulent, başka birçok bitki gibi ortamın havasını nemlendiriyor ve bu sebeple boğaz tahrişine, cilt kuruluğuna, kuru öksürüğe de iyi geldiği söyleniyor.
12-Evde bitki yetiştirmek -hatta araştırmalara göre bitkinin fotoğrafına bakmak bile- hafızanın güçlenmesine ve odaklanmaya destek oluyor.
13-Stresi azaltıyor:
Biz su verme, saksı değişimi, bakım ve temizlik ile ilgilenirken hem psikolojik, hem de fizyolojik stres seviyelerimiz düşüyor. Özetle bitki bakımı bize her şekilde iyi geliyor. Kısa bir süre ilgilenmek bile bu sonuçları sağlıyor. Bu konuyla ilgili Japonya’da yapılan bir araştırmada, işini bilgisayarda yürüten genç adamlardan oluşan iki gruba farklı görevler verilmiş. Bilim insanları birinci gruptaki kişilerden bir bitkinin saksısını değiştirmesini; ikinci gruptan ise bilgisayarda kısa bir işi tamamlamasını istemiş. Başlarken ve görevler tamamlandığında kalp atış hızı, kan basıncı gibi stresle bağlantısı olan faktörler ölçülmüş. Sonuç şu; bilgisayardaki işi yapanların, tansiyon ve diğer değerleri yükselmiş. Hem de zaten masabaşı çalışmalarına ve verilen iş basit olmasına rağmen! Saksı değiştirenlerin ise bu değerleri düşük çıkmış.
14-Havayı temizliyor:
Öncelikle belirtelim; sukulentler birçok bitki türünün aksine geceleri karbondioksit salınımı yapmaz. Bildiğimiz gibi bitkiler genel olarak yapraklarındaki minik gözenekler vasıtasıyla gündüzleri havadaki karbondioksiti alıp oksijen verir ve fotosentez yapar. Geceleri ise gözenekler havadaki zararlı maddelerden korunmak için kapanır. Oysa bu durum sukulentlerde tam tersi bir şekilde gerçekleşiyor. Geceleri gözeneklerini açıp nefes alıyorlar. Böylece geceleri oksijen vererek soluduğumuz havanın kalitesini artırıyorlar. Gündüz buharlaşma yoluyla fazla su kaybının da önüne geçiyorlar. Bu nedenle sukulent bitkilerini yatak odasında da kullanabilirsiniz. Sukulentlerin hayatta kalmak ve ortama adapte olmak için geliştirdiği sistem hayranlık uyandırıcı, öyle değil mi?
Ek olarak; sukulent hakkında yetiştiricilerin paylaştığı bilgilere agaclar.org sitesinden göz atabilirsiniz.